Panorama 1453 Tarih Müzesindeki okçu asker figürlerinden biri.
Panorama 1453 Tarih Müzesi’ne gittiyseniz, resim ve 3B modeller dahil tüm Türk yayların şekillerinin aynı olduğunu fark etmişsinizdir. Henüz ziyaret etmeyenler de bu ayrıntıya bir baksınlar. Çünkü tüm bu yaylar, bugün bizim de kullanmakta olduklarımızla aynı modeldirler ve “Grozer” markasını taşırlar. Peki kimdir bu Grozer? İşte bu yazının amacı da hayatı yay yapma tutkusu ile geçen Macar dostum Csaba (Çaba) Grozer’i biraz daha yakından tanıtmak olacaktır.
Macaristan’ın kuzeybatı sınırındaki bir şehri olan Feketeerdö’ye vardığınızda, ülkenin diğer şehirlerinde olduğunu gibi müstakil bahçeli evler, huzur veren bir sessizlik ve yeşil doğa karşınıza çıkacaktır. Yolunuzu “Kilise Sokağı”na düşürdüğünüzde, üzerinde pek de fark edilmeyen “Grozer Geleneksel Yayları” tabelasının olduğu bir bahçe duvarı ve kapısı gözünüze çarpar. Bu kapının ardında, tüm dünyaya yay gönderen bir üretim atölyesi olduğunu tahmin etmek çok zordur. Ülkemizde kullanılan hemen tüm yaylar da ya Grozer markadır ya da Grozer’in kopyasıdır.
Kapıdan içeri girdiğinizde koşturan bir kurt köpeği, yemlenen tavuklar, çeşitli hayvanlar size bir yay atölyesinde değil de küçük bir çiftlikte olduğunuz hissini verir. Oysa bunun nedeni Csaba’nın doğa ve “doğu” sevgisidir ve bu tek kat üzerine kurulu, birbirine bağlı odalarda yaylarını yaparken, doğa ile de baş başa kalmak istemektedir.
Dile kolay, hayatının 28 yılını yay yapımına adayan, malzemeler ve teknik üzerine sayısız araştırmalar yapıp sürekli yenilik peşinde koşan Grozer’i, Macaristan’daki diğer onlarca yay yapımcısından ayıran da bu işi sevgi ile yapması. Çünkü birkaç organik veya sentetik malzemeyi, bir kaç yıllık bilgi ile bir araya getirip yay şeklini vermek emek gerektirir fakat çok zor bir iş değildir. İşin asıl zor olan kısmını mütevazı bir şekilde “her koşulda ve tutarlı” bir şekilde çalışacak yay yapmak olarak tanımlayan Grozer, işte bu yüzden bu işin ustası olarak anılıyor. Bugün Macaristan’da güzel görünümlü yaylar yapan fakat ticari başarı elde edemeyen onlarca meraklının yaylarındaki temel sorunlar da genelde aynıdır: Sıcaklık değişikliklerinde tehlikeli şekilde burkulabilmeleri ve sporcuyu sakatlayabilmeleri.
Grozer olarak yay yapmaya ne zaman başladın?
1982 yılında 12 yaşımdayken, yontma ahşap yayımı yapmıştım. İlk kompozit yayı ise 1986 yılında yaptım.
Yay yapmayua neden olan şey neydi?
Yay yapmaya başladım, çünkü içimdeki bir ses bana bunu yapmamı söyledi. Tam olarak açıklayamam ama çok güçlü bir şekilde bunu içimde hissettim –Düşüncelerimde kendimi yay kullanırken ve yay yaparken, tutkal tatbik ederken, boynuzla uğraşırken görüyordum,sanki gerçek gibiydi. Derinlerde bir yerlerde olan bu düşünceleri durduramıyordum. Sonra bunu yapmak zorunda olduğumu hissettim. Bunlar beni yay yapmaya iten çok güçlü düşüncelerdi.
Yaptığın yaylarda izlediğin yol nedir?
CG – Hala yaylar hakkında elden geldiğince bilgi toplama çalışıyorum: Nasıl görünüyorlardı? Bu çok kolay değil, çünkü ancak bazı tip yaylar hakkında, bir kısım bilgi günümüze ulaşabilmiş durumda. Aslında en iyisi yaydan kalan bir parçadır. Böylece yapılan malzemeyi ve boyutlarını inceleyebiliyorum.
Bazı yay tiplerini incelemişliğim var, mesela Tatar, Türk ve İran yayları. Bunların boyutlarını ve malzemelerini kontrol edebildim. Sonra şeklini çizer ve yayı yaparım – Yayların şekli bir miktar değişir çünkü eski yaylar şekillerini sabit tutmazlar. Zamanla pek çoğu eğilir.
Sonra kendimi dinlendiririm: Yay tasarlarım, şablonlar yaparım, araç-gereç yaparım.
Peki Yay malzemeler nereden geliyor?
Kullanılan malzemelerin bir kısmı burada, Macaristan’da bulunuyor. Diğer, mesela boynuz gibi malzemeleri yurtdışından temin ediyorum.
Türkler ve Macarlar çok iyi dostlar, özellikle Türk Yaylarına olan ilgin. Türk Yayları hakkında düşüncelerini de aktarır mısın?
Bana göre Türk Yayları yaygın olarak düşünülenden çok daha önce ortaya çıkmıştır ve daha da uzun boylu idiler.
Türk yayları çok temiz, kusursuz şekilli yaylar. İlgi çeken tarafı çoğunun inanılmayacak kadar kısa olması.
Türk yayını incelediğimiz zaman ortaya çıkan, yayı nasıl yaptıklarını anlamam oldu. Bu muhteşem yayları yapmak için kemangerler tarafından ne çeşit ip uçları kullanılmıştı… Sinir ve boynuz, uygulanmadan önce çok zaman alan işlemden geçirilmişlerdi.
Türk Yayları, yüksek performans yayları arasında bulunuyor.
Son olarak, günümüzün Türk Okçuları hakkında görüşlerini de alabilir miyim?
İlk yayı Türkiye’ye göndermemin üzerinden çok uzun yıllar geçmiş. O zamanlar ancak 1-2 kişi Türk Okçuluğuna ilgi duyuyordu.
Bundan sonra Türk Yayı pek çok kişinin gözdesi oldu. Türkiye’de daha çok kişinin geleneksel Türk Okçuluğuna ilgi duyması ve gün geçtikçe daha popüler olmasından dolayı çok memnunuz.
Şahsi olarak, Türk Yayı favorilerimden birisidir. Bugün, değişik malzemelerle Türk Yayı imal ediyoruz. En heyecan verici olanı geçmişteki aynı malzeme ve teknikle yapılmış olanı, yani boynuz-ahşap-sinirden yapılma Türk Yayları.
Türk Yayı yapmak bir meydan okumadır: Herşeyi düzgün yapmak kolay değildir. Yay çalışıyor gibi görünse bile, sıcak yaz günlerinde burkulmalar yapabilir.
Yaptığımız Türk Yaylarının güzel çalışıyor olmasında, yapımında kullanılan bir çok ince ayrıntı vardır. Tüm bu ayrıntılar, uzun yılların getirdiği tecrübeler sonucu ortaya çıkmışlardır.
ALINTIDIR.